Silahın icadı
Ateşsiz silahlar, taş ve sopadır. Tas ve sopa ilk insandan beri kullanılmaktadır. İlk insanlar avlanmak ve kendilerini korumak için bu silahları kullanmışlardır. Zamanla silahın tahrip gücünü arttırmak için, keskin ve sivri uçlu aletler yapmıştır. Gürz, bıçak, kılıç, mızrak, kargı, ok, cirit, bumerang, kalkan, zırh, mancınık, koçbaşı, hançer, balta, kama ve bunlara benzer pekçok çeşitte silah geliştirildi. Bunların savaşta en çok kullanılan kılıçtı. Meç, şimşir, gaddare, yatağan gibi çeşitleri vardı. Ateşli silahların bulunuşuna kadar yaygın olarak kullanılan diğer bir silah oktu. Mancınık, gülleleri ve büyük okları fırlatmaya yarayan bir aletten çok bir mekanizmaydı. Günümüzde hala kullanılmakta olan kasatura, tüfeğin ucuna takılan dürtücü ve kesici ateşsiz bir silahtır. Koçbaşı, ucunda demir bir koçbaşı bulunan asılı bir kirişten ibarettir. Koçbaşı kapılarını yıkmak için kullanılırdı.
Ateşli silahlar
Ateşli silahlar barutun bulunmasıyla başlar. Çinliler tarafından bulunan barutun, Ortadoğu ve Avrupa’ya geçmesiyle ateşli silahlarda da önemli gelişmeler oldu. Suriye’den Bizans’a geçen bir ateşli silah şaşkınlıkla karşılandı. Çok eskiden beri Asya’da Türkler ve Çinliler tarafından kullanılan barut sonradan roket, top ve tüfek gibi silahlarda kullanılmaya başlandı. Selçuklu ve Osmanlılar döneminde bu tür silahlarda büyük gelişmeler kaydedildi. Kosova Meydan Muharebesinde ve özellikle Fatih Sultan Mehmed Han tarafından, İstanbul’un fethinde toptan büyük toplardan faydalanıldı. Yavuz Sultan Selim Han zamanında, tüfek orduda yaygın bir şekilde kullanılmaktaydı. Top namlularına ilk yivi veren de Yavuz Sultan Selim Handır. O zamanlar top tekniği Avrupalılardan çok üstündü. Zamanla büyük değişikliğe uğrayan ateşli silahlar, mermi veya roket atan tabanca, tüfek, top, havan gibi çeşitli adlar altında, değişik vasıflara sahip birçok çeşitlere ayrıldı. Bunların herbirinin kullanılma amacına göre özellikleri vardır. Ayrıca bunların makineli, yarı otomatik tipleri gelişti.Günümüzde bu silahlar hala gelişmektedir.