Kitapsız Büyüyen Çocuk Susuz Ağaca Benzer
Anneler, babalar çocuklara küçüklüklerinden beri kitap okurlar. Bu kitaplarda kurtlar, Kırmızı Başlıklı Kızlar ve daha birçok farklı karakter çocuklara erdemli davranışları öğretir. Çocuklar bu karakterleri ezberledikleri gibi nelerin iyi davranışlar olduğunu öğrenirler. Kötü davranışların topluma zarar vereceğini, toplum bireylerini mutsuz edeceğini anlarlar. Toplumun bireyi olmayı büyürken öğrenirler, bu büyüme süresince de hep kitap vardır yanlarında. Okuma- yazmayı öğrendiklerinde ise birey olduklarının farkına varırlar ve bu dünyayı daha başka bir bakış açısından, kendi bakış açılarından keşfetmeye başlarlar. Kitap sayfalarını daha fazla çevirdikçe, daha fazla okudukça kelime hazneleri gelişir, başka dünyalara yelkenler açarlar. Bir gün Fransa'nın limanında 18. yüzyılı yaşarken, bir gün ise Kurtuluş Savaşı'nda cephelerden birisinde savaşırlar. Kelimelerle büyürler.
Ağaçlar da böyledir. Gencecik bir fidanken başlanırlar düzenli olarak sulanmaya. Bir gün, iki gün değil her gün. Sadece bir defa değil sürekli. Aynı düzenli kitap okuyan çocuklar gibi onlar da böylelikle daha güçlü, daha dayanıklı ve daha farkında bir şekilde büyürler. Her hücresine giden su molekülü onları daha da güçlendirir, daha dayanıklı yapar. Her kelime de çocukları bilgilendirir ve gerçek hayata hazırlar.