YAZI
Yazının icadından itibaren yazılar yazılırken daha çok anlatılmak istenene yoğunlaşılmıştır. O yüzden ilk dönemlerde elde edilen yazılar, şekillerde estetik kaygının olmadığın görebiliriz. Yazıların yazma esnasında ortaya çıkan sorunların giderilmesi gerektiğini düşündüğümüzde öncelik anlatılmak istenen ana konuya verilmiştir.
Yazıların yazılma kolaylığı ortaya çıktıkça estetik açında güzel yazı yazma çabaları da kendiliğinden ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Latin alfabeleri, dini kitapların yazımında kullanılan malzemelerde, karakterlerde insan emeğini görmekteyiz. Yani kalıp yazıcılığının olmadığı dönemlerde yazılarda insanların el emeğini ve göz çabasını görmekteyiz.
Türklerde yazı yazma sanatı daha çok hat sanatı olarak bilinmektedir. Hat, birden fazla noktanın birleştirilmesi sonucunda ortaya çıkan çizgilerdir. Hat sanatı ise birçok noktanın birleştirilmesinin estetik kurallara , ölçülere ve güzel yazma sanatı kurallarına göre yazılmasıdır.
Türklerde hat sanatı daha çok yazan kişinin duygularını yansıtması açısından kullanılmıştır. Resim ve heykel yapmanın yasak olduğu islami kültür içinde sıkışmış kalmış insanların kendi ruhlarını rahatlatabildikleri tek alan denebilir.
Estetik kaygıyla yazı yazılırken aynı zamanda duygularını harflere şekil verilerek anlatılması başka bir sanat alanı oluşturmuştur.
Günümüzde incelediğimiz hat sanatlarının değişmez temelleri 15.yy.da atılmıştır. 17.yy ise hat sanatının zirvesi kabul edilir.
Hat sanatı, ebru sanatları islam etkisi ile Osmanlı sanat alanları olarak tarihteki yerini almıştır.
Esen Kalın