10 KASIM
On kasımları hep hüzünle andığım bir gün olarak defterime not etmişimdir. Çünkü bizim şu anda bu kelimeleri yazmamıza olanak tanıyan ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ün vefat ettiği gündür.
Her on Kasımda Atatürk'ü anarken büyük bir liderin bu yeryüzünden gelip geçtiğini düşünürüm. Bizde gelip gideceğiz ama bir farkla Atatürk'e en yakın dönemlerde yaşamış olmanın gururunu yaşayarak gideceğiz.
Atatürk'ün vefatından günümüze kadar onu anlamaya çalıştım. Onun bizlere nasıl bir ülke bıraktığını, bu ülke için hayallerinin neler olduğunu anlamaya ve bulmaya çalıştım. Bütün bu çabalarıma rağmen anlayabildiğim konusunda kendimden şüphe etmekteyim. Oysa ki Atatürk milleti tarafından anlaşılmayı istemiştir.
Her on Kasım Atatürk'ü anlayıp anlamadığımızı sorgulamamıza neden olmaktadır. Yüce Atatürk vefatı ile bile bizlerin hala sorgulamamızı sağlamaktadır. Peki biz gerçekten Atatürk'e layık bir nesil olabildik mi? bununda cevabını vermek gerekirse olamadık. Çünkü hala anlamaya çalıştığımız bir insana nasıl layık olabiliriz ki?
Anlamaya çalışsak ta kesin olan bir şey var. Çağdaş uygarlık hedefinde yürümeye devam etmemiz, çabalamamız gerektiğidir. Çağdaşlık hedefinde yürüdüğümüz müddetçe Atatürk'ü anlamamış olsak ta yolunda yürümeye devam edebiliriz.
Yüce Atatürk'üm her on kasım seni anlayamadığımızı hatırlayarak karşında saygı ile eğiliyoruz.
Esen kalın